Hocalı Soykırımı

Hocalı Soykırımı 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanmış olan büyük kayıpların ve yıkımların olduğu bir  soykırım  olarak bilinmektedir. Hocalı Soykırımı Ermenistan tarafından uygulanmış olup Karabağ Savaşı esnasında Azeri sivillerin Karabağ bölgesinden çıkarılmaya çalışması sürecinde yaşanmıştır.

Soykırım, resmi olarak yapılan açıklamalara göre yaklaşık olarak 613 kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu sayıların içerisinde 106 kadın ve 83 çocuk bulunmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan tarihindeki karanlık bir dönem olarak adlandırılmaktadır.

Hocalı Soykırımı İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından büyük bir katliam olarak kabul edilmiş olmakla birlikte aynı zamanda tarihte yapılan en büyük katliamların başında yer aldığını da uluslararası medyaya ilan etmiştir.

Bu katliamın bir zorunlu göç değil soykırım olarak ifade edilmesi yalnızca Avrupa Parlamentosu kapsamında değil Amerika Senatolarında da kabul edilmiş olup yaklaşık 1994 yılından itibaren sürdürülmektedir.

Her yıl 26 Şubat tarihinde hem Azerbaycan yerel medyasında hem de uluslararası medyalarda soykırımın tarihçesi anlatılarak, gelecek kuşaklara da tarihteki bu kara leke anlatılmaya devam etmektedir.

Hocalı Soykırımı genel uluslararası medya içerisinde kabul edilmiş olmakla beraber azınlıkta olsa da dünya üzerinde bu olayın katliam olduğunu kabul etmeyen çeşitli ülkeler de bulunmaktadır. Bu surum aynı zamanda güncel ülke siyasetleri üzerinde de belirleyici olmakla beraber ülkelerin karşılıklı olarak yapmış oldukları anlaşmalar ile güçlendirilmiş bir durumdur. Bu olayda olduğu gibi farklı ülkelerin tarihlerinde de buna benzer soykırım ya da zorunlu göç tartışmaları bulunmaktadır.

Hocalı Soykırımı Tarihçesi

Hocalı Katliamı
Hocalı Katliamı olarak da bilinen olaylar, soykırım olarak kabul edilmektedir.

Hocalı Soykırımı tarihçesi farklı kaynaklarda değiştirilerek anlatılmış olsa da genel kabul gören görüş içerisinde Dağlık Karabağ Savaşı esnasında Ermeniler tarafından Azeri sivillere yönelik bilinçli bir katliam olduğu görüşü bulunmaktadır.

Dağlık Karabağ Savaşı esnasında bu bölgenin en yüksek tepesi olarak bilinen Hocalı Kasabası aynı zamanda Ermenistan için tehdit içeren bir bölge olarak bilinmekteydi. Bölge üzerindeki yol, havalimanı için bir üs olarak nitelendirildiği için Ermenistan tarafından askeri bir hedef olarak belirlenmişti.

Bu bölgenin Ermenistan planı için kritik bir bölge olmasının yanı sıra aynı zamanda Azerbaycan tarafından da Silahlı Kuvvetlerin yer aldığı, top atışlarının yapıldığı bir bölge olduğu bilinmekteydi. Bu nedenle savaş esnasında Ermenistan için önemli bir hedef haline geldiği gibi bu riskin ortadan kaldırılmasına yönelik de planlama yapılması söz konusu olmaktaydı.

Hocalı Kasabası Hankendi bölgesi özellikle üs olarak belirlenen bölgenin en kritik eşiği olması nedeniyle ilk olarak bu bölgenin ele geçirilmesi hedeflenmekteydi. Bu hedef doğrultusunda bölgeye yakınlığı ile bilinen Kerkicahan bölgesinin Ermenistan tarafından ele geçirilmesinden sonra Azerbaycan için risk faktörü artmaya başlamıştı.

Ermeni ablukası altında kalan Hocalı kasabası ilk olarak kara yolu ile erişime kapatıldı. Bu bölgenin tek ulaşım alanı olarak hava sahası kaldığı için Azerbaycan savunması da bölge üzerinde helikopterler ile sağlanmaktaydı.

Mi-8 helikopterleri bölgedeki savunmayı yaptığı 20 Kasım 1991 tarihinde Ermenistan Ordusu tarafından vurulduktan sonra Hocalı kasabasına yönelik bir hava savunması kalmadığı için bölgenin kurtarılması zor bir hal almıştı.

Hocalı bölgesi, savunmasız kaldığı kış aylarında Ermenistan tarafından sürekli olarak bombalanmaya maruz kalmıştı. Bu bombalamalar doğrudan sivillere yönelik yapılmakta olup bölgede savunmaya yönelik de bir güç kalmadığı bilinmekteydi.

Bölge içerisinde elektrik ve gaz kesintileri de olması nedeniyle sivil halk ciddi bir mağduriyetin içerisinde kaldığı uzun bir dönem geçirmişti. Bu süre içerisinde halkın sağlıklı bir biçimde bölgeden tahliye edilmesine yönelik herhangi bir girişime izin verilmedi.

Kasabanın bu saldırılara uzun süre maruz kalmasından sonra 26 Şubat tarihinde ise tüm halkın yağmalanması sonuçları ile karşılaşıldı. Bölgeden cesetlerin alınması için bile girişe izin verilmediği gibi aynı zamanda kasabada hiçbir yaşam alanı da kalmamıştı.

Yapılan yağmalamalar nedeniyle İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yapılan incelemeler sonucunda yapılan saldırıların bir savaş değil doğrudan sivil halka yönelik yapılan bir soykırım olduğu da ilan edilmiş oldu.

Hocalı Katliamının Gerçekleştiği Gece

Hocalı Katliamının gerçekleştiği gece, aylar boyunca sürmekte olan saldırıların en zirve noktaya ulaştığı an olarak bilinmektedir. 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece, yaklaşık 2000 kadar Ermeni kuvvetleri tarafından bölgenin tüm çıkışları kapatılmıştır.

Bölgeden kaçmaya çalışan sivillerin de gizli bir biçimde takip edilmesi ile birlikte bölgenin farklı noktalarındaki çıkışlarında sıkıştırıldıkları bilinmektedir. Bölgede kalan son sivillerin de silahla ya da bıçakla öldürülmesi sağlanarak tüm sivil halkın bir gecede acımasızca öldürüldüğü katliam sonrasında sağ kalan son mücadeleciler tarafından aktarılmıştı.

Hocalı Katliamı‘nın gerçekleştiği gece, bölgede hiçbir Azerbaycan askeri olmaması ve doğrudan bölgeden kaçakta olan sivillere yönelik yapılan bir saldırı olması nedeniyle bu durum bir taarruz değil doğrudan katliam olarak adlandırılmasına neden olmuştur.

Ermenistan yetkilileri tarafından geçmiş dönemlerde de yapılmış olan açıklamalarda bu sürecin bir öç alma olduğunu ifade eden konuşmalar yapılmış ve katliam gecesi ile ilgili övgü dolu sözlerden bahsedilmiştir. Kayıtlara bu şekilde işlenen arşivler nedeniyle dünya ülkeleri çoğunluklu olarak bu süreci katliam olarak ifade etmiştir.

Hangi Ülkeler Hocalı Soykırımında Ermeni İddialarını Kabul Etmiştir?

Hocalı Soykırımı Azerbaycan

Hocalı Soykırımında Ermeni iddialarını kabul eden ülkeler geçmiş dönemlerden bu yana yapılan katliamın yerine Ermenistan tarafından iddia edilen bilgi ve belgeleri kabul eden ülkeler olarak bilinmektedir. Bu ülkeler siyasi çıkarlar doğrultusunda belirledikleri kararları farklı dönemlerde ilan etmişlerdir.

Ermeni iddialarının doğru olduğunu ilan eden ülkeler 1994 yılından bu yana ilanda bulunmuş olup şu şekilde sıralanmaktadırlar:

  • Uruguay
  • Kıbrıs Rum Yönetimi
  • Rusya Federasyonu
  • Kanada
  • Yunanistan
  • Lübnan
  • Belçika
  • Fransa
  • İsveç
  • İtalya
  • Vatikan
  • İsviçre
  • Slovakya
  • Hollanda
  • Polonya
  • Almanya
  • Venezuela
  • Litvanya
  • Şili

Bu ülkelerin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri kapsamında bazı eyaletler tarafından da Ermeni iddialarının kabul edildiği ilan edilmiş olmaktadır. Bunun yanı sıra tüm Amerika eyaletlerinde bir kabul olduğu ise söz konusu olmamaktadır.

Ülkelerin bir ya da birden fazla defa olacak şekilde Ermeni iddialarını kabul etmeleri söz konusu olurken aynı zamanda bazı ülkelerde ise önceden kabul edilmiş olup sonrasında reddedilmesi gibi durumlar da gerçekleşmiştir.

Ermenistan iddiaları ise güncel olarak yayınlanmakta ve düzenli olarak uluslararası medya üzerinden ses getirmeye çalışmaktadır. Bunun yanı sıra iddiaları kabul etmeyen ülkeler ve topluluklar da oldukça fazladır.

Ermenistan iddialarının kabul edilme süreçleri doğrudan ülkeler tarafından yapılmakta olan açıklamalar olmasına rağmen bazı ülkelerde özerk olan bölgelerin de bu iddiaları kabul etmemesi gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu ülkelerin başında ise Birleşik Krallık gelmektedir. Birleşik Krallık tarafından katliam adı verilen bu olay, Galler tarafından ise soykırım olarak adlandırılmaktadır.

Hocalı Soykırımı aynı zamanda İspanya içerisinde bulunan Katalonya özerk bölgesi de Ermenistan iddialarının kabul edilmesi nedeniyle reddedilmiştir. Bu bölgenin kararı ise genel olarak İspanya kararı olarak adlandırılmamaktadır.

[geo_alert style=”2″ color=”warning” ]Ermeni iddialarını kabul eden ülkelerin bazıları ile, Srebrenitsa Katliamı’na sessiz kalanların aynı ülkeler olması da, ilginç ama düşündürücü bir benzerlik olarak karşımızdadır.[/geo_alert]

Hocalı Soykırımı Hangi Örgütler Tarafından Kabul Edilmiştir?

Hocalı Soykırımının kabul edildiği örgütler ülkelerden bağımsız olarak fikir beyan etmektedirler. Örgüt olarak bu iddiaların kabul edilme ya da reddedilme sürecini ise bir bildiri eşliğinde ilan etmişlerdir. Tarih boyunca soykırım olduğunu kabul eden örgütler şu şekildedir:

  • Dünya Kiliseler Konseyi
  • Avrupa Parlamentosu
  • BM Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu
  • Avrupa Konseyi
  • İnsan Hakları Derneği
  • YMCA Avrupa Birliği
  • Permanent Peoples’ Tribunal
Hocalı Soykırımı Anma
Büyük acı Hocalı Soykırımı, her sene anılmaktadır.

Bu konseyler tarafından Ermeni iddiaları reddedilmiş olmasının yanı sıra yapılan değerlendirmeler bakımından farklı görüşlerin söz konusu olduğu da bilinmektedir. Tarihi sürece bakıldığında yapılan saldırılar ya da savunma süreçleri ile ilgili olarak farklı taraflara sorumluluk yüklenmesi nedeniyle ülkelerin iddiaları reddetmiş olmalarına rağmen fikir ayrılıklarında bulundukları da bilinmektedir.

Ermeni iddialarının reddedilme süreçlerinde hangi gerekçelerle reddetme yapıldığı ülkelerin bakış açılarını yansıtmaktadır. Altı farklı görüş grubu olmasının yanı sıra herhangi bir söylemde bulunmayıp tarafsız kalmayı tercih eden örgütler ya da ülkeler de bulunmaktadır.

Ermenistan iddialarının detaylı olarak incelenmesi sonrasında yeni belgelere ya da yeni bilgilere ulaşılması durumunda daha önce beyan edilmiş olan bu görüşlerin değiştirilmesi ya da farklı bir kabul ile yeniden ilan edilmesi gibi durumlar söz konusudur. Bu durum yalnızca tarihin yeniden okunması değil siyasi olarak da tarafların belirlenmesi olarak bilinmektedir.

Ermeni İddia Tasarılarının Ülkeler Tarafından Kabulü ve Reddi

Ermeni iddia tasarılarının ülkeler tarafından değerlendirilmesi altı farklı ana görüş üzerinden yapılmaktadır. Ülkelerin yapmış oldukları değerlendirmeler şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Yapılan değerlendirmelerde soykırım olarak ifadelerde bulunulmasına rağmen hem Türkiye hem de Osmanlı Devleti ile ülke isminin geçtiği bir söylemde bulunulmayan görüşler olarak bilinmektedir. Bu ülkeler birinci grupta değerlendirilmektedir. Fransa, İtalya, Hollanda, Polonya ve Venezuela bu görüşü kabul eden ülkeler arasında yer almaktadır.
  • Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilmiş olan ikinci değerlendirme kategorisi ise doğrudan soykırım suçunun hiçbir şekilde Türkiye üzerine yüklenemeyeceğini söylemekte olan görüştür. Türkiye ismi kararın içerisinde yer almaktadır.
  • 1915 olayları üzerinden yapılan değerlendirmeler nedeniyle Osmanlı yönetiminin suçlu olduğunu ifade eden üçüncü bir görüş bulunmaktadır. Bu görüş ise Belçika, İsveç, İsviçre, Slovakya, Almanya ve Litvanya tarafından kabul edilmektedir.
  • Dördüncü grup olarak ifade edilen görüş içerisinde ise bu soykırımın tüm Türkler tarafından sorumlu tutulması gereken bir eylem olduğunu ifade eden görüştür. Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan tarafından kabul edilen görüşler doğrudan Türklere yönelik bir suçlama yapmaktadır.
  • Beşinci grup ise hem Osmanlı Devleti hem de Türkiye üzerinden suçlama yapan ülkeler olarak bilinmektedir. Arjantin, Rusya, Lübnan ve Şili tarafından bu görüş kabul edilmektedir. Bu değerlendirme aynı zamanda daha geçmiş dönemlerde Osmanlı Devleti ve Ermenistan arasında geçen göç süreçleri üzerinden bir değerlendirme olması nedeniyle görüşlere farklı tarafların da dahil edilmesini savunmaktadır.
  • Altıncı grup içerisinde yer alan görüş ise yapılan olayların yalnızca Ermenistan ile ilgili değil aynı zamanda Süryani halkla da ilgili olduğunu kabul eden görüş olarak bilinmektedir. Bu karar ise İsveç Parlamentosu tarafından kabul edilmektedir.

Bu görüşler yalnızca Hocalı Soykırımı değil aynı zamanda 1915 Ermeni Tehcir Kanunu üzerinden de değerlendirmeler yapılarak bir sonuca varan görüşlerdir. Bu nedenle Türkiye ve Osmanlı Devleti ile ilgili olarak da görüş beyan edildiği bilinmektedir.

Osmanlı Devleti yönetim sürecinde yaşanmış olan Ermeni olaylarının uzantısı olarak değerlendirilmesi durumunda mevcut verilerin yanı sıra farklı belgeler ya da iddialarla da bir değerlendirme yapılması nedeniyle bu süreç spesifik bir hal almasının yanısıra daha geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır.

Görüşlerin değerlendirilmesi aynı zamanda katliam ve soykırım ayrımı olarak da yapılmaktadır.  Bazı ülkeler tarafından katliam olarak adlandırılırken, bazı ülkeler tarafından ise soykırım olarak adlandırılması da görüş ayrılıklarına neden olmaktadır.  Bunun yanı sıra ülkelerin görüş ayrılıkları da bu olayı nasıl değerlendireceklerini belirleyen bir faktör olarak bilinmektedir.

Hocalı Soykırımını Tanıyan Ülkeler Hangileridir?

Hocalı Soykırımını tanıyan ülkeler hem kendi tarihleri üzerinden hem de insanlık tarihi üzerinden bir yön verme politikası ile bildirilerini yayınlamaktadırlar. Hocalı soykırımı olarak ifadelerini uluslararası medyada beyan etmekte olan ülkeler şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi
  • Meksika Vekiller Meclisi Dış İlişkiler Komitesi
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi
  • Pakistan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi
  • Kolombiya Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi
  • Çek Parlamentosu Dışişleri Komitesi
  • Honduras Ulusal Kongresi
  • Bosna Hersek Halklar Meclisi
  • Sudan Milli Meclisi Dışişleri Komitesi
  • Guatemala Kongresi
  • Cibuti Milli Meclisi
  • Paraguay Parlamentosu

[geo-post id=”3246″ label=”Önerilen Yazı”]

Bu ülkelerin dışında Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerinin de Hocalı Soykırımını tanıdığı bilinmektedir. Bu eyaletlerin sıralaması şu şekildedir:

  • Massachusetts
  • Teksas
  • New Jersey
  • Georgia
  • Maine
  • New Mexico
  • Arkansas
  • Mississippi
  • Oklahoma
  • Tennessee
  • Pensilvanya
  • West Virginia
  • Connecticut
  • Florida
  • Indiana
  • Utah
  • Nebraska
  • Hawaii
  • Arizona

Bu eyaletler kendi kararlarını uluslararası medya üzerinden beyan etmişlerdir. Bu beyan ile birlikte ülkelerin de eyaletler üzerindeki siyasi yönelimleri belirlenmiştir. Bunun yanı sıra güncel olarak sürdürülmekte olan siyasi ilişkiler, yeni kararlar üzerinde de etkili olabilmektedir.

Eyaletler ya da ülkelerin yanısıra kapsamlı pek çok örgüt tarafından da katliam ve soykırım karşılaştırmasına ilişkin görüş bildirilmiştir. Örgütler çoğunlukla siyasi yönelimlerden farklı olarak İnsan Hakları bağlamında bir değerlendirme yaparak beyanda bulunmaktadırlar.

Hocalı Olayı Katliam mı Soykırım mı?

Hocalı olayının katliam mı yoksa soykırım mı olduğu ülkelerin bu olayı nasıl okuduğu ile ilgili olmaktadır. İnsan Hakları Gözleme Birimi tarafından bu olay bir katliam olarak tanımlanmış olmanın yanı sıra aynı zamanda tarihteki en büyük katliamlardan birisi olarak da anılmaktadır.

Katliam ve soykırım tanımlaması içerisinde olaylara bakış açısı yönünden çok farklılık olmamasına rağmen, katliam kelimesi olayın insanlık dışı bir süreç olduğunun vurgulanmasını sağladığı için özel olarak tercih edilebilmektedir.

Ermenistan tarafından bu olayın herhangi bir katliam olmadığı söylense de sivil halka yönelik yapılmış olan büyük saldırılar olduğunun belgelenmesi, yaşanan olayın büyük bir katliam olduğunu da gözler önüne sermektedir.

Katliam ve soykırım ifadeleri şahsi olarak ifade edilmiş olsa da ülkeler bazında yapılan ifadelerde daha büyük anlamlar ifade etmektedir. Bir ülkenin söylemi içerisinde kullanmış olduğu bu ifadeler aynı zamanda siyasi bir yönelimi de ifade edeceği için oldukça önemlidir.

Ülkeler bazında katliam ve soykırım söylemleri farklılaşmakta olduğu gibi çoğunlukla kullanılan ifadelerin soykırım olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Bu nedenle genel görüşün de Hocalı Soykırımı olarak değerlendirilmesi söz konusu olmaktadır.

Katliam savaş dışı bir insanlık suçu olarak ele alınırken soykırım ise  insanlığa karşı işlenen suçlar  olarak da bilinmektedir. Bu nedenle ifadelerin katliam ya da soykırım olması Hocalı Soykırımı tarihini belirlemiş ve geleceğe de yön vermektedir.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın