Say Kanunu Nedir? Keynes’in Say Kanunu Eleştirisi

Say kanunu, Jean Baptiste Say tarafından ileri sürülen Mahreçler (piyasa) kanunu olarak da bilinir. “Her arz kendi talebini yaratır” şeklinde açıklanabilir. Yani piyasaya ilk defa çıkan bir mal, kendi üretim değerine eşdeğer bir talebi ya da değeri vardır. Bu kanunun doğrulanması için: fiyatlar maliyetlere eşit, maliyetler gelirlere eşit olmalı ve bütün gelirler harcanmalıdır. Üretilen malın fiyatı bu varsayımlar altında gelirlerine eşit olacak ve bütün gelirler harcanağı için üretilen her mal satılacaktır. 

Para bir değiş tokuş aracı olarak kabul edilir. Para sadece reel değerleri saklayan bir perdedir. Satışların iyi olmaması, piyasada yeterli para bulunmamasından kaynaklı değildir. Yeterli mal olmadığından fazla ilgi çekmemesinden dolayıdır. Para hizmet ve malları taşıyan bir uçak gibidir. Satışların iyi gitmemesinin sebebini uçağın yetersiz olmasına bağlayamazsak, paranın da yetersiz olmasına bağlayamayız. Paranın değeri, yapılan mal ve hizmetin değeri ile değil, arz ve talebe göre belirlenir.

Ekonomide Say Kanunu Nedir?

Ekonomide say kanunu, paranın sadece değiş tokuş aracı olma işlevini gördüğü zaman geçerli olabilir. Kapitalist bir ekonomide para değişim aracından ziyade değer biriktirme aracı olarak da kullanılır. Bu sistemde ki girişimciler paralarını elde tutabilirler ya da üretim faaliyetlerinde kullanabilirler. Paranın nasıl kullanılacağını belirleyen iki faktör üretim ve yatırım kar payıdır. Üretim faaliyetlerinin karlı olmayacağını düşünen kapitalistler, atıl para isteklerinin artması ile sonuçlanan bir sürece varacaktır. Say ve diğer klasik iktisatçılar paranın rolünü kavrayamadıkları için mübadelenin süreci takas ekonomisi sürecine getirmişlerdir. Toplu talebin, toplu arzın altında kalacağının görülmemesi böyle bir yaklaşımın sonucudur.

Say Kanununa göre üretim için gerekli olan para, üretilen mallar için yeterli bir alım gücünü yaratarak ekonomideki toplam talep ve arz eşitliğini sağlamaktadır. Ekonomideki rolü tarafsız bir araç olarak düşünülen paranın kendisinin ve malların piyasa değişimleri nedeniyle asıl değerlerine yakınlaşmalarına aracıdır. Bu uygulamaların kendiliğinden pürüzsüz ve hızlı gerçekleşeceği böylelikle ekonominin sürekli olarak dengede olacağı düşünülmektedir.

Keynes’in Say Kanunu Eleştirisi

keynes in say kanunu elestirisi

Keynes’e göre, krizler ortaya çıkabilir ve efektif istek yetersizliğinden kaynaklanır; bir başka deyişle say kanunu kabul edilmemektedir. Say kanunun savunanlar Keynes’in yasasına kabul etmeyip hatalı olduğunu öne sürmektedir. Özellikle son dönemde, Keynes’in Say Kanunu’nun kendisini doğru yansıtmadığı ve Say Kanunu’nun geçerli olduğu yönünde yapılan uzun ve yorucu çalışmalar ilgi çekmektedir.

Çalışmanın gerçek amacı; Say Kanunu’nun asıl önermesinin ‘Toplu arzın toplu talebe eşit’ olmasıdır. Keynes’in ileri sürdüğü gibi, Say Kanun’un kapitalist ekonomilerde ve toplumlarda değil, parasal ve finansal olmayan ekonomilerde geçerli olabileceğinin göstergesidir. Say Kanunu tartışması, esas yönünden, serbest piyasa ekonomisinin dengeli ve dolayısıyla krizlerin olanaklı olup olmadığı tartışmasıdır. Kısaca özetlenirse; Talebi belirleyen arz değildir, efektif talep arzı yaratır. Bu yüzden, üretimi de talep belirler, iş gücünü de işsizlik miktarını da.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın