Şizoid Kişilik Bozukluğu: Belirtileri, Tedavisi ve Daha Fazlası

Toplumdaki sosyal ilişkiler söz konusu olduğunda, her birimiz bambaşka dinamiklere, eğilimlere ve ihtiyaçlara sahibiz. Bazılarımız dışa dönük yapımızla geniş arkadaş gruplarından keyif alırken, bazılarımız ise daha sınırlı bir sosyal çevre ve yalnızlığın getirdiği huzurla kendimizi daha mutlu hissedebiliyoruz. Peki ya sevdiklerimiz ve arkadaş çevremizin desteğine bile duygusal tepkiler gösteremediğimiz bir iç dünyada yaşıyor olsaydık? İşte bu noktada şizoid kişilik bozukluğu yaşayan bireylerin hayatına biraz daha yakından bakmamız gerekiyor.

Şizoid Ne Demek?

Öncelikle “şizoid” teriminin ne anlama geldiğini ele alacağız. Yunanca “schizein” (bölmek) kelimesinden gelen “şizoid” terimi aslında “bölünmüş” anlamı taşıyor. Bu kavram, kişilik bozuklukları bağlamında bireyin duygu dünyası ile dışavurumu arasındaki kopukluğu vurgular.

Şizoid Kişilik Bozukluğu

Şizoid kişilik bozukluğu, bireylerin sosyal ilişkilerden kopuk yaşadıkları, içe dönüklüğün en uç noktalarda seyrettiği kronik bir kişilik bozukluğudur. Erken yetişkinlik döneminde sinyallerini vermeye başlayan bu bozukluk, toplumun yaklaşık %1’ini etkiler. Ancak, şizoid kişilik yaşayan pek çok kişi, içe dönüklüklerini ve yalnız kalma isteklerini karakter özelliği olarak gördüğü ve hayat kalitesini bozacak kadar ciddi sorunlar yaşamadığı için, tanı almadan yaşamlarına devam edebilirler.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Belirtileri

Şizoid kişilik bozukluğu kendini pek çok belirtiyle gösterebilir. Tanı için aşağıdaki semptomlardan en az dört tanesinin yaygın ve kalıcı olarak gözlemlenmesi gerekir:

  • Sosyal İlişkilere Kapalılık: Şizoid kişilik yaşayan bireyler yakın ilişkiler kurmak istemezler; hatta aile üyeleriyle bile sınırlı iletişimleri vardır.
  • Yalnızlığı Tercih Etmek: Şizoid kişiler sosyal aktivitelerden kaçınmaya meyillidirler. Yalnız başlarına gerçekleştirdikleri hobi ve aktivitelerden daha fazla keyif alırlar.
  • Duygusal Soğukluk: Bu bireyler hem olumlu hem olumsuz duygularını ifade etmekte güçlük çekerler. Yüz ifadeleri genelde donuk olur, heyecan, coşku, kızgınlık gibi hisleri nadiren dışa vururlar.
  • Cinsel İlişkiye İlgi Duymamak: Bir diğer tipik özellik, cinsel ve romantik ilişkilere karşı ilgisiz kalmaktır.
  • Hayal Kurmaya Yatkınlık: Şizoid kişilik yaşayan bireylerin iç dünyaları oldukça hareketli olabilir. Zengin ve detaylı bir hayal dünyaları vardır.
  • Eleştiri ve Övgülere Karşı Kayıtsızlık: Başkalarının görüşlerine önem vermezler, ne eleştirilere üzülürler ne de övgüler karşısında mutluluk duyarlar.
  • Günlük İşlerin Zor Gelmesi: Motivasyon eksikliği ve odaklanma sorunları gündelik hayatı olumsuz etkileyebilir.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Nasıl Anlaşılır?

sizoid kisilik bozuklugu belirtileri

Şizoid kişilik bozukluğu, anormal konuşması olan ve dediği anlaşılmayan birini görürseniz bu durumdan şüphelenebilirsiniz. Ancak bunun netliğe kavuşması, psikoloğa gittiğiniz zaman gerçekleşir.

Şizoid bireyler genelde yalnız ve ilişki kurmada güçlük çeken kişilerdir. İnsanlarla iletişime geçmek ve etkileşim halinde olmayı da istememektedir. Kendi iç dünyalarında yaşayan kişiler olmakla birlikte, sıradan içine kapanık bir birey değildirler.

Böyle bir bireyi gördüğünüz zaman tavırlarındaki anormallikten durumu anlayabilirsiniz.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Şizoid kişilik bozukluğunda ilaç tedavisi genellikle öncelikli seçenek değildir. Bunun yerine psikoterapi çok daha etkin ve kalıcı çözümler sunabilir.

Terapi sürecinde amaç, kişinin sosyal becerilerini geliştirmek, duygularını daha rahat ifade edebilmesini sağlamak, ve böylece yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu yolculukta bilişsel-davranışçı terapi ve grup terapisi gibi yaklaşımların fayda sağladığı görülür.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Şizoid kişilik bozukluğu tedavisi edilmezse, hasta olan bireylerin durumu daha da ağırlaşır ve paranoid kişilik bozukluğuna dönüşür. Hal böyle olduğunda kişiler, hayattan zevk alamazlar ve sürekli bir şüphe ile yaşarlar.

Herkesin kendilerine karşı düşman olduğunu ve zarar vereceğini düşünerek olağanüstü bir çaba ile tüm olasılıkları engellemeye çalışırlar. Şizoid kişilikler bu hale gelmeden oldukça yalnız kaldıkları için kendileri dışındaki toplumsal yaşamı anlama becerileri tam olarak gelişememiştir.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Olan Kişilere Nasıl Davranılmalı?

Bir yakınınızda şizoid kişilik bozukluğu özellikleri taşıyan biri varsa, yaklaşımınız onun daha iyi hissetmesinde büyük rol oynar. Öncelikle bu bireylerin sosyalleşme konusunda sizin kadar istekli olmayabileceğini aklınızda bulundurun.

Sürekli iletişim teklifleri ve sosyal planlar, baskı olarak hissedilebilir. Ancak bu, sevginizi göstermekten kaçınmanız gerektiği anlamına gelmez. Aşağıdaki öneriler sağlıklı bir bağ kurmanıza yardım edebilir:

  • Sabırlı Olun: İlişkinizi yavaş yavaş geliştirin. Karşınızdaki kişinin ısınmasına zaman tanıyın.
  • Kabul Edici Davranın: Yalnız kalma arzusuna saygı gösterin, kişisel alana müdahale etmekten kaçının.
  • Yargılamayın: Duygusal soğukluğu anlayışla karşılayın. Duygularını ifade etmesi konusunda zorlamayın.
  • Motive Edin: Sosyal aktivitelere teşvik edin ancak katılmayı reddederse ısrarcı olmayın.
YouTube video

Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Sıklıkla karıştırılan bir konu da şizoid kişilik bozukluğu ile şizotipal kişilik bozukluğu arasındaki farktır. Her iki bozuklukta da kişilerarası ilişkilerde güçlüklere ve belirgin bir içe dönüklüğe rastlansa da, şizotipal kişilik bozukluğu olan bireylerde gerçeklikten kopuşlar ve algı bozuklukları görülebilir. Halüsinasyonlar, olağandışı düşünce biçimleri ve sanrılar, şizotipal kişilik bozukluğunda şizoid kişilik bozukluğundan ayrılan özellikler arasındadır.

Örneğin, kendisini büyücü zanneden birisinin oldukça eksantrik kıyafetler ile sokakta dolaşması bu bozukluğa bir örnektir. Belli belirsiz düşünceler ve ifade güçlüğü görülmektedir. Bazen bir kelime üzerine sürekli tekrarlama yapılır ve kişinin ne ifade etmek istediği anlaşılmaz.

Birincil ilişkiler kurulan akrabaların dışında kişinin hiç sosyal çevresi olmayabilir. Bu bireylerin oldukça kuşkucu bir yapısı vardır ve durumları paranoid kişilik bozukluğuna doğru evrilebilir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisi, tüm diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi psikiyatri ve ilaç tedavisi yapılır. Ancak bazen yıllar süren psikoterapi seansları ile birey, ileriki yaşamında daha normal düşünebileceği bir bakış açısına sahip olabilir.

Hastalığın hafifliği ve ağırlığı tedavi için belirleyici bir etkendir. Çünkü bazılarında içilen ilacın dozu bile ağır olabilirken, bazılarında hiç ilaç tedavisine gerek duyulmayabilir.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Olan Ünlüler Kimler?

Şizoid kişilik bozukluğu tanısı koymak, özellikle de halka açık figürler için oldukça zordur. Kişilerin özel hayatları hakkında sınırlı bilgilere sahip olmamız ve teşhisin ancak bir uzman tarafından yapılabilmesi bu zorluğu artırır.

Ancak, bazı ünlülerin hayat hikayeleri ve davranışları, şizoid kişilik bozukluğunun bazı semptomlarını yansıtıyor gibi görünmektedir. Bu isimlerden bazıları şunlardır:

1. Andy Warhol: Popüler sanat akımı pop art’ın öncülerinden Andy Warhol, içe dönük ve yalnız bir kişilik olarak bilinirdi. Yakın ilişkiler kurmaktan kaçınırdı ve röportajlarda duygularını ifade etmekte zorlanırdı.

2. David Bowie: Müzik dünyasının ikonik figürlerinden David Bowie, farklı karakterlere bürünmesiyle tanınırdı. Bu durum, bazı uzmanlar tarafından şizoid kişilik bozukluğunun bir göstergesi olarak yorumlanır. Bowie, ayrıca röportajlarda duygularını açmaktan çekinir ve özel hayatıyla ilgili fazla bilgi vermezdi.

3. Emily Dickinson: 19. yüzyılın önemli şairlerinden Emily Dickinson, hayatının büyük bir kısmını inzivada geçirdi. Ailesiyle ve arkadaşlarıyla sınırlı bir iletişimi vardı ve eserlerini de anonim olarak yayınlamayı tercih etti.

4. Nikola Tesla: Dâhi mucit Nikola Tesla, sosyal ilişkilerde zorluk çeken ve yalnızlığı tercih eden bir bireydi. Obsesif kompulsif bozukluk gibi bazı ruhsal problemler de yaşadığı bilinmektedir.

5. Stanley Kubrick: Ünlü film yönetmeni Stanley Kubrick, mükemmeliyetçi ve titiz bir kişiliğe sahipti. Film setlerinde oldukça soğuk ve mesafeli davranırdı ve sosyal ortamlardan kaçınırdı.

6. J. D. Salinger: “Catcher in the Rye” romanıyla tanınan J. D. Salinger, şöhretten uzak bir hayat yaşamayı tercih etti. Son yıllarında inzivaya çekildi ve kimseyle görüşmedi.

7. Sylvia Plath: Amerikalı şair Sylvia Plath, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal problemlerle mücadele etti. Duygularını şiirlerinde yoğun bir şekilde ifade etti ve 30 yaşındayken intihar etti.

8. Howard Hughes: Milyarder iş adamı Howard Hughes, paranoyak ve takıntılı bir kişiliğe sahipti. Son yıllarında mikroplardan korktuğu için karanlık bir odada saklanarak yaşadığı bilinmektedir.

9. Greta Garbo: İsveçli aktris Greta Garbo, Hollywood’un en parlak yıldızlarından biri olmasına rağmen, şöhretten ve kamusal ortamlardan kaçınırdı. Yalnızlığı tercih eder ve röportajlarda özel hayatıyla ilgili konuşmaktan çekinirdi.

10. Thom Yorke: Radiohead grubunun solisti Thom Yorke, utangaç ve içe dönük bir kişilik olarak bilinir. Röportajlarda duygularını ifade etmekte zorlanır ve sosyal ortamlarda gergin hisseder.

Unutulmamalıdır ki bu isimlerin şizoid kişilik bozukluğuna sahip olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Bu sadece, bazı davranışlarının ve hayat hikayelerinin bu bozukluğun semptomlarına benzemesi nedeniyle yapılan bir yorumdur. Kesin bir teşhis için uzman bir psikiyatrist tarafından değerlendirilmeleri gerekir.

Ayrıca, şizoid kişilik bozukluğu her bireyde farklı şekilde görülebilir. Yukarıda bahsedilen isimlerin hepsinde aynı semptomların görülmesi beklenmemelidir.

Son Not:

Türkiye’de kişilik bozuklukları hakkında yeterli bilgiye ulaşmak bazen güç olabiliyor. Bu nedenle bu konuları blog yazılarımla paylaşmak istedim. Şizoid kişilik bozukluğu gibi rahatsızlıklara dair farkındalığın artması, hem teşhis konusunda hem de toplumdaki bu bireylerin anlaşılması ve desteklenmesi anlamında oldukça önemli.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın