Vücut ağırlığımızın %80’ini su teşkil eder. İnsan, günde 1 – 1,5 litre su içmelidir. Yazın bu miktar artabilir. Yenilen sebze, meyve ve yemeklerdeki su da bu miktara dahildir. Suyun önemi konusunda en önemli örnek, az içildiğinde böbreklerin çalışmayıp kanı temizleyememesidir. Deprem bölgelerinde enkazın altında uzun süre kurtarılmayı bekleyen kişilerin böbreklerinde kalıcı hasar oluşabilir.
Su, midenin boş olduğu saatlerde içilmelidir. Yemek sırasında su, az tüketilmelidir. Yemek yerken ve hazım sırasında fazla su içilirse, midede hazım yavaşlar ve henüz hazmedilmemiş yiyecekler su ile bağırsaklara itilir ve bunlar onikiparmak bağırsağında ülsere ve gaz birikmesine neden olabilir.
İçilecek su buzlu ve çok soğuk olmamalıdır. Çok soğuk su, mideye zarar verir ve hazmı durdurur. Mide, 37°C’de çalışır.
Her gün yeterli su içilmezse, kabızlığa neden olur. Bazı insanlar, şişmanlamamak için az su içerler. Bu, hatalıdır. Vücutta suyu tutan, yemek tuzudur. Günlük tuz miktarı azaltılırsa, içilen su, vücutta kalmadan dışarı atılır. Az su içenlerde çeşitli böbrek taşlarına sıkça rastlanır.
İçilecek su, kaynak suyu olmalı ve yeterli miktarda kireç, demir, magnezyum, iyot, flor ve diğer mineralleri içermelidir. İçilen suda yeterince iyot olmazsa, o sudan içen insanlarda guatr, sıkça görülür. Aynı şekilde, içilen suda yeterince flor olmazsa, o sudan içen insanlarda diş çürümeleri ve kemik kırılmaları sıkça sörülür. Bu mineraller normal miktarlarda olmalıdır. Fazla olurlarsa, bu sefer de böbreklerde toplanıp birikerek böbrek taşına neden olurlar.
İçinde fazla kireç ve magnezyum bulunan sular, sert sulardır. Sert sularla sebze pişirildiğinde, bu sebzeler zor pişer ve sert kalırlar. Sert sularla çamaşır da yıkanmaz. Sert su, sabunu ve deterjanı keser, köpürme iyi olmaz ve kir çıkmaz. Çamaşırda kullanılacak sert sulara biraz soda veya odun külü katarak sertliğini gidermek mümkündür. Sert sular, damar sertliği, romatizma, kabızlık, böbrek hastalıkları, karaciğer rahatsızlıkları, tansiyon yüksekliği, varis vb. hastalıkları olanlara yasaktır.
Sert sular, bu hastalıkların meydana gelmesinde de önemli etkenlerdendir. Çocuklara ve akciğerleri hasta olan kimselere kireçli su içirilmemelidir. Yumuşak su, kireci noksan, karbon gazı, oksijen ve asitlerce zengin sulardır. Gazlı ve asitli sular, pek fazla içilmemelidir. Aynı şekilde, gazlı sular, tansiyonu ve kalbi olanlara da yasaktır.
Hamilelikte Su İçmenin Önemi
Hamilelikte su içmek çok önemlidir çünkü anne adayının vücudu, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için yeterli miktarda sıvıya ihtiyaç duyar. Hamilelik sürecinde vücutta kan hacmi artar ve böbrekler daha fazla çalışır. Bu nedenle, hamilelikte suyun önemi çok daha büyüktür.
Suyun düzenli olarak tüketilmesi, hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı açısından önemlidir. Suyun tüketimi, anne adayının idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini azaltabilir ve kabızlık gibi yaygın hamilelik şikayetlerinin önlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca sıvı tüketimi, bebeğin amniyon sıvısının miktarını artırarak, bebeğin cildinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
Hamilelikte ne kadar su içilmesi gerektiği kişiden kişiye farklılık gösterse de, genel olarak günlük 8-12 bardak su tüketimi önerilmektedir. Ancak, doktorunuzun tavsiyelerine uymanız ve özellikle sıcak havalarda daha fazla su içmeniz gerekebilir.
