Lazarus Fenomeni Ne Demek? Morgda Dirilen 38 Vaka

Oldukça nadir görülen bir tablo olan Lazarus fenomeni; başarısız CPR uygulaması (kalp ve akciğer fonksiyonlarını geri getirmeye yönelik işlemler bütünü) ve kardiyopulmoner arrest (kalp ve akciğer fonksiyonlarının durması) tablosu sonucunda kişilerin kendiliğinden hayata geri dönmesidir.

Lazarus fenomeni ilk olarak (Linko, K., vd.) tarafından 1982 yılında öne sürülmüştür. Kardiyopulmoner arrest sonucunda kişilerin dolaşım ve akciğer fonksiyonları durmakta ve CPR uygulamaları ile bu fonksiyonlar geri kazandırılmaya çalışılmaktadır.

Diğer bir deyişle Lazarus fenomeni; kalp durmasından sonra dolaşımın spontan (kendiliğinden) olarak geri dönüşü ve kalp durmasından sonra bir bireyin “dirilişini” ima eden bir fenomendir. Lazarus fenomenine ait birçok rapor varken klinik insidansı ve önemi hafife alınabilmektedir. Bu duruma bağlı olarak Lazarus fenomenini özel olarak araştıran bir çalışma bulunmamaktadır.

Lazarus İfadesi Nereden Gelir ve Lazarus Fenomeni Nasıl Gerçekleşir?​

Kardiyopulmoner resüsitasyondan yaklaşık olarak 2-3 dakika sonra gerçekleşen Lazarus fenomeni , Yuhanna İncil’inde bahsedilen İsa’nın mucize ile ölümünden 4 gün sonra Beytanyalı Lazarus isimli kişiyi diriltmesi olayından ismini almaktadır.

Lazarus fenomeninin nedeni bilimsel bir şekilde bilinmese de bazı araştırmacılara göre, göğüste CPR (yaşam desteği) sonrasında basınç birikimine bağlı olarak Lazarus fenomeni yani kardiyopulmoner fonksiyonların hareke geçmesi öne sürülmektedir.

CPR Nedir?​

CPR (Cardiopulmonary Resuscitation – Kardiyopulmoner Resüsitasyon); kalbi ve solunumu durmuş kişilere yapılan uygulamaların bir bütünüdür. Kalp durması ya da nefes alamama gibi vakaların gözlemlendiği durumlarda, bireyleri hayatta tutmak adına CPR uygulanmaktadır.

CPR yani kardiyopulmoner resüsitasyon ifadesini açmak gerekirse; kardiyo: kalp, pulmoner ise akciğerlere ait olan durumu tanımlamaktadır. Resüsitasyon ise riskli durumlar sonucunda bireylere uygulanan müdahalelerin tamamıdır. Solunumu durmuş bir hastaya ağızdan üfleyerek solunum desteği vermek ve kalbi durmuş bir hastanın göğüs kafesine yaşına ve kapasitesine uygun oranda bası uygulayarak kalbin vücuda kan pompalamasını sağlamak CPR uygulamasına birer örnektir. En başarılı ilkyardım uygulamalarından sayılmaktadır.

Ölüm Tanısı Nasıl Konur?​

Kritik vakalar sonucunda her türlü tedavinin ve CPR uygulamalarının başarısız kalması halinde, karşılaşılan tablo ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu gibi durumlarda yaşamın en son süreci beyin ölümü olarak kabul edilmektedir.

Beyin ölümü; beyin, beyincik ve beyin sapı denilen bölgelerin işlevini yitirmesi sonucunda meydana gelmektedir. Karşılaşılan bu işlev bozukluğu geri getirilemez hale gelmekte ve kişilere beyin ölümü tanısı konmaktadır. Beyin ölümü durumlarında hastaların kalbi atmaya devam edebilmektedir ancak diğer fonksiyonlar cihazlar tarafından yerine getirilmektedir.

Sonuç olarak ölüm tanısı nasıl konur sorusunun cevabı su şekildedir; beyin sapı reflekslerinin kaybı, fiziki muayene ve apne testi sonucunda ölüm tanısı konmaktadır.

Apne testi: Hastanın %100 oksijen ile solutulmasının ardından spontan (kendiliğinden) solunumunun kontrol edildiği testtir. Testte spontan solunum tespit edilememesi, apne testini pozitif çıkarmaktadır.

Lazarus Fenomeni Üzerine Bir Çalışma​

(Adhiyaman, V., vd, 2007) tarafından 14.000’den fazla kaynak üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada şu ifadelere yer verilmiştir:

Tıp literatüründe günümüze kadar 38 gecikmiş ROSC (dolaşımın spontan olarak geri dönmesi) vakası yayınlanmıştır. Yayınlanan 38 vakadan 13’ü miyokardiyal enfarktüs, 8’i obstrüktif hava yolu hastalığı içermektedir. Süresi 6-75 dakika arasından değişim gösteren suni teneffüs ortalama 27 dakika sürmektedir. CPR (yaşam desteği) durdurulduğunda 23 hastada asistoli (düz çizgi), 12 hastada nabızsız elektriksel aktivite, 1 hastada ventriküler fibrilasyon saptanmış ve diğer iki hastanın ritmi hakkında bir bilgi raporlarda bulunamamıştır. Dolaşımın spontan olarak geri dönmesi, diğer bir deyişle Lazarus fenomeni; vakaların %82’sinde (28 hastadan 23’ü) 10 dakika içerisinde tespit edilmiştir. ROSC için geçen süre 10 hastada ise bilinmemektedir.

Tıp literatüründe günümüze kadar 38 gecikmiş ROSC (dolaşımın spontan olarak geri dönmesi) vakası yayınlanmıştır. Yayınlanan 38 vakadan 13’ü miyokardiyal enfarktüs, 8’i obstrüktif hava yolu hastalığı içermektedir. Süresi 6-75 dakika arasından değişim gösteren suni teneffüs ortalama 27 dakika sürmektedir. CPR (yaşam desteği) durdurulduğunda 23 hastada asistoli (düz çizgi), 12 hastada nabızsız elektriksel aktivite, 1 hastada ventriküler fibrilasyon saptanmış ve diğer iki hastanın ritmi hakkında bir bilgi raporlarda bulunamamıştır. Dolaşımın spontan olarak geri dönmesi, diğer bir deyişle Lazarus fenomeni; vakaların %82’sinde (28 hastadan 23’ü) 10 dakika içerisinde tespit edilmiştir. ROSC için geçen süre 10 hastada ise bilinmemektedir.

Yapılan araştırmalarda hastaların uzun sürelere kadar geri dönme olasılığı taşıması, başarısız kabul edilen CRP (yaşam desteği) sonralarında hastaların bir süre daha izlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Hastaların Lazarus sendromu göz önünde bulundurularak bir süre daha izlenmesi ve sonrasında ex kabul edilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Böylelikle olası kayıpların önüne geçilebilir.

İlginizi çekebilir: Egzersiz Nedir? Egzersizin Faydaları

Lazarus Fenomeni Tanısı İçin Bekleme Süresi Nedir?​

Yapılan araştırmalara göre başarısız CPR ardından Lazarus sendromu gerçekleşme süresi yaklaşık olarak 2-3 dakika olarak bilinmektedir. Fakat bazı vakalarda bu süre 10 dakikaya kadar çıkmıştır. Vakalarda uygulanan kurallara göre böyle bir durumla karşılaşma halinde 5 dakikaya kadar gözlem süresi önerilse de herhangi bir organ bağışı yok ise gözlem sürelerinin uzatılması önerilmektedir.

Ayrıca; 1982’den 1998 yılına kadar CPR kesilmesinden sonra spontan dolaşımın geri döndüğü 20 vaka saptanmıştır. Bu vakaların hukuki süreçler nedeniyle eksik rapor edildiği düşünülmekte ve Lazarus fenomenini saptamak için her hastada en az 10 dakika daha izleme süresi önerilmektedir.

Lazarus Fenomenine Dair Olgu Örneği​

Walker ve ark. tarafından 2001 yılında sunulan bir olguda; eroin ve ekstazi kullanan 27 yaşındaki erkek hastanın intravenöz uyuşturucu enjeksiyonundan sonra bayıldığı bildirildi. Hasta sağlık görevlileri tarafından kontrol edildiğinde GKS skoru 3/15, solunum hızının dakikada 4 olduğu ve sol antekübital fossasında iki yeni delik yarası mevcut olduğu, hastaya yapılan ilk ilaç müdahalesinin ardından 25 dakika resüsitasyon uygulandığı ve sonrasında EKG’de düz çizgi saptanması nedeniyle eks kabul edildiği belirtildi.

Ekip liderinin başka bir hastayı görmesi için odaya geldiğinde hastanın kız kardeşi eks kabul edilen kardeşinden nabız aldığını söyledi ve hastada yeniden ventilasyona başlandığı söylendi. Daha sonrasında 18 gün yoğun bakımda kalan hastanın tam nörolojik iyileşme sağlayarak taburcu edildiği bildirilmiştir.

Lazarus Fenomeni ve Lazarus Hareketleri Arasındaki Fark

Lazarus fenomeni; başarısız CPR sonrası kişilerin yaşam bulgularının spotan olarak geri dönmesi olarak bilinirken; Lazarus hareketleri ise, beyin ölümü gerçekleşmiş olan kişilerin omurilik kaynaklı refleks göstermesi şeklinde ayırt edilmektedir. Genellikle Lazarus fenomeni ile karıştırılan bu tablo beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin kollarını yavaşça havaya kaldırması ve göğüs zerinde çapraz hale gelmesi şeklinde görülmektedir.

Çapraz hale gelmiş kollar yine beyin ölümü gerçekleşmiş kişi tarafından açılmakta ve yavaş bir şekilde eski haline getirilmektedir. Bu durumda yine kişilerde nefes alınıp verilmesi de gözlemlenebilmektedir. Bu tablonun Lazarus fenomeni ile karıştırılmaması oldukça önemlidir.

Beyin ölümünden sonra üst ekstremitelerin karmaşık bir refleks hareketi olan Lazarus işareti nadir görülen bir durumdur. Beyin ölümünden genellikle 1 hafta sonraki süre içerisinde meydana gelen kalp durması, bu çalışmada tarif edilen iki hastada beyin ölümü teşhis edilmesinin ardından 100 günden fazla sürmüştür.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın