Çikolatanın Mucidi Toltekler Kimlerdir?

Toltekler, Orta Amerika kıtasında, günümüzde Meksika’nın bulunduğu coğrafyada yaşamış tarihi bir topluluktur. Bugün bilinmeyen iktisadi ve toplumsal gelişmelerden sonra, büyük klasik kentler 9-11. yüzyıllar arasında yavaş yavaş terk edilmiştir. Teotihuacán’ın gerilemesi nispeten daha erken bir dönemde (8.yüzyıl) başlamıştır ama bu sitenin bir ‘kolonisi’ Azcapotzalco’da, büyük lagünün kıyısında yaşamını sürdürmüştür.

Orta Amerika tarihinde, Nahuatl dili konuşan haklar sahneye ilk kez bu dönemde çıkmış ve kıta tarihinde çok önemli rol oynamışlardır. Kuzeyden gelen Toltekler, geleneksel kronolojiye göre, MS. 856’da, Mamehni bölgesinde kentleri Tula’yı kurar. Henüz barbar nitelikli ve sayıları pek fazla olmayan ilk Toltek göçmenleri, büyük olasılıkla, yaklaşık bir yüzyıl boyunca, az ya da çok isteyerek, Teotihuacán kökenli ve klasik çağın teokratik geleneğine sadık ruhani bir sınıfın hegemonyasını kabul etmişlerdir.

Söylentiye göre, Nahuatl’dan farklı bir dil konuşan, insan kurban etmeyi yasaklayan, yağmur tanrısı kültünü yücelten ve her durumda son derece iyi ve erdemli biri olarak tannan rahip-kral Quetzalcoatl’ın, Tüylü Yılan’ın tarihsel-mitsel anlatılarda simgelediği de budur.

Ama kuzeyden gelen sürekli göç dalgalarıyla bu hassas denge bozulmaya başlar. Kuzey yerlileri kendileriyle birlikte yeni fikirler ve yeni ritüeller de getiriyordu:

  • Yıldız dini,
  • Sabah Yıldızı kültü,
  • Kozmik Savaş kavramı,
  • İnsan kurbanlar,
  • Militarist bir toplumsal örgütlenme.

Büyük Ayı, yıldızlı gök, savaşçıların koruyucusu, gece rüzgarı tanrısı, büyücü tanrı Tezcatlipoca’nın simgelediği de bu komplekstir.

Tula’yla ilgili epik çevrim bir dizi çatışma, iç savaş, büyü olgusu yansıtır ve Tezcatlipoca bunlar sayesinde Qeutzatcoatl’ı uzaklaştırmayı başarır (999) ve iktidardan düşen kral doğu ufkunun arkasındaki “Kutsal Deniz”in ötesinde bulunan gizemli “Siyah ve Kırmızı Ülkesi”ne, Tlillan Tlapallan’a sürgüne gider.

Bugün bildiğimiz anlamıyla Toltek uygarlığı, 11. yüzyıldan sonra gelişmeye başlamıştır. Göksel tanrılar eski yer ve su tanrılarının yerini alır. Tüylü yılan da bir tür metafizik ironiyle bir gök tanrısı olur. İnsan kurban etme ritüelleri yaygınlaşır. Anıtlardaki uzun perdeler insan yürekleri sallayan kartalları (güneş sembolleri) ve jaguarları (Tezcatlipoca) betimler.

tolteklerin tarihi
tolteklerin tarihi

Tapınaklar sadece rahiplerin girebildikleri, boyutları sınırlı ibadet yerleri gibi değildir artık ve savaşçıların toplanabildikleri, sütunlu, geniş salonları olan mekanlardır. Askeri aristokrasiden gelen “kral” bu aristokrasiyle birlikte eskiden ruhban sınıfına ait olan yetkileri elinde bulundurur.

Toltek Uygarlığı iç kesimlerdeki yaylalardan batıdaki Michoacán’a, doğuda körfez kıyılarına, Oaxaca Dağları’na ve güneydoğuda Yucatan’a kadar yayılmıştır. Chichén-Itzá’da Toltek-Maya sentezinden doğan yavrusu Lucatec, Maya Uygarlığı’nın tükenmesiyle, iki yüzyıl boyunca gerçek bir Rönesans yaşatmıştır. Sanatının, dinsel anlayışlarının hanedan örgütlenmesinin esası Meksika’da İspanyol fethine kadar yaşamıştır.

1168’de iç bölünmelere ve yeni göçmenlerin istilasına dayanamayan Tula kenti yağmalanmış ve terk edilmiştir. Ama önemli olan bir Toltek mirası, öteki sitelerde, özellikle göl kıyısında, Colhuacán’da ve Tüylü Yılan’a adanmış haç merkezi Kholula’da yaşamaya devam etmiştir. Böylece, Toltek Bilgeliği, dili ve Tula gelenekleri, kentin düşmesine rağmen yaşamlarını sürdürmüştür.

Toltek Bilgeliği Dört Anlaşma Nedir?​

Toltek Bilgeliği 4 Anlaşma ismi ile yayınlanmış, Don Miguel Ruiz tarafından yazılmış bir kişisel gelişim kitabıdır. Dünya üzerinde farklı dillerde milyonlarca kopyası satmış ve Sharon Stone gibi ünlüler de bu kitabı okuyup tavsiye etmiştir. Kitapta bahsedilen Toltek dört anlaşma şu şekildedir:

  1. Sözcükleri eksiksiz seçmek: Konuşurken (yazarken) lafı dolandırmadan, anlatmak istediğimizi en basit ve anlaşılır haliyle anlatabilmek.
  2. Hiçbir şeyi kişisel algılamamak: Hayatımızda karşılaştığımız kişi ve olayların bizimle doğrudan ilgisi olduğunu düşünmek yerine, başka nedenleri olabileceğini de aklımızdan çıkarmamak.
  3. Yapabileceğinin en iyisini yapmak: Her koşulda, elimizden gelenin en iyisini yapmak. Yaptığımız şeyleri sırf yapmış olmak için yapmamak, kendimizi tamamen vererek en iyisini çıkarmaya çalışmak.
  4. Varsayımda bulunmamak: Olumsuz durumlarda hemen varsayımda bulunmamak, olayın veya davranışın aslını öğrenmeye çalışmak.

Toltekler Çöküşü​

Toltek gücünün çöküşü o dönemin tüm Orta ve Güney Amerika coğrafyasında büyük sarsıntıya yo açmıştır. Haber komşudan komşuya, kabileden kabileye, uzaklardaki Aztlán’a kadar ulaşmıştır. Her yerde, steplerde ve dağlarda barbar kabileler güneye doğru yürümeye başlamışlardır.

Xolotl adıyla tanınan komutanları eski Toltek İmparatorluğu’na giren ilk insan olmuş ve hiçbir direnişle karşılaşmadan yerleşmiştir oraya.

Chichimecler mağaralara ve Orta Meksika ormanlarına yerleşir, ve oralarda alıştıkları yaşam biçimini sürdürürler. Ayakta kalan Toltek kentleriyle de ilişki kurmayı da ihmal etmezler. İlk krallarından biri olan Nopaltzin Colhuacán Toltek soylularından birinin kızıyla evlenir ve buörnekten sonra bu tür evlilikler yaygınlık kazanır.

Azteklere gelince, onlar da 1168’de uzun yürüyüşlerine başlar ve bu yürüyüş yaklaşık bir yüz yıl sonra onları Mexico Vadisi’ne götürür. İlk etaplarından biri geleneksel olarak Chicomoztoc, “Yedi Mağara” adıyla bilinir, bu isim, döneme özgü yaşayışlarının dışavurumu gibidir. Yolda gene güneye doğru giden başka kabilelere rastlarlar. Michoacán’ı geçerek Tula Bölgesi’ndeki yüksek yaylaya girerler.

Göçlerini sürekli bir yer değiştirme değildir. Uygun buldukları bölgelerde kimi zaman yıllarca kalıyorlardı. Kimi zaman savaşarak, kimi zaman uygarlaşmış halklarla barışçıl ilişkiler kurarak, kendilerine özgü sentez dehasıyla teknikleri (özellikle mısır tarımı) başka medeniyetlerin kültürlerini ve tekniklerini de özümsemişlerdir.

Kabilenin yürüyüşünün nasıl örgütlendiğinin detayları, bugün de gizemini koruyor. Tarihsel yerli yazmalarına göre, “Tanrı’nın Hamalları” adı verilen din adamları tarafından yönlendirilmişlerdir. Bunlar kabile tanrısının sinek kuşu olarak betimlenen Uitzilopochtli’nin tasvirini sırtlarında taşıyordu.

O dönemde bu rahipler kabilenin yönetimini oluşturuyordu. Uitzilopochtli’nin onlarla konuştuğu kabul ediliyordu ve emirlerini aktaranlar da onlardı. Kabile klanlara bölünmüştü. Klanların şefleri ve aile reislerinden oluşa bir yaşlılar konseyi önemli kararlar alınması gerektiğinde toplanırdı. Aztek yönetim rejimi, o dönem için geleneksel kabile demokrasisiyle örtüşen bir teokrasiydi.

toltekler ve cikolata

Toltekler ve Çikolata​

Çikolata, tropikal “Theobrema cacao” ağacının çekirdeğinden elde edilen çiğ ve işlenmiş kakaodan yapılan özel bir üründür. Çikolatanın ana bileşeni olan kakao, 3000 yıldan uzun süredir Ekvator, Meksika, Orta ve Güney Amerika’da yetiştirilmektedir.

Çikolata Aztekler, Mayalar ve Toltekler için çok önemli olduğundan birçok hikayede yer almıştır. Bu hikayeler Tanrı “Quetzalcoatl” etrafında dolaşmaktadır. Bir hikayeye göre, Tanrı Qetzalcoatl, diğer tanrıların acımasızca davrandığı ve her gün tapınak yaptırmak için çalıştırdığı Tolteklerle özel olarak ilgilenmektedir. Quetzalcoatl Tolteklere sevgisini göstermek için Tanrıların yaşadığı yerden kakao çekirdeklerini çalar ve dünyada ekimini yapmaları için Tolteklere verir.

Kakao bitkisi çiçek açtıktan ve kakao çekirdeklerini içeren meyveler büyüdükten sonra Quetzalcatl meyveleri ağaçlardan toplar. Tolteklere, Tanrıların sevdiği kakao çekirdeklerinin nasıl kurutulacağı, köpüklü ve baharatlı bir içeceğe dönüştürüleceğini gösterir.

Bununla birlikte diğer Tanrılar bu özel bitkinin çalındığını fark edince Quetzalcoatl ve Tolteklerin arkadaşlıklarını bozmak için sinsi bir plana girişirler. Quetzalcoatl’a sarhoşluk verecek bir içecek içirilmesine karar verirler. Böylece onu sarhoş ederek Toltek halkı önünde küçük duruma düşüreceklerdir. Bu arada, Quetzcoatl Tanrıların kendisine öfkelendiğini ve ondan öc almaya çalıştıklarını rüyasında görmüştür.

Diğer tanrılar tüccar kılığındaki bir elçiyi hazırlatılan içeceği vermek üzere gönderirler. Sözde tüccar Quetzcoatl’a, içeceğin kendisini mutlu edeceğini ve bütün felaketleri geri çevireceğini söyler. Quetzcoatl içeceği alır ve alkolün etkisiyle insanların önünde dev cüssesiyle dans etmeye başlar. Tolteklerin kafası karışmış ve korkmuşlardır.

Quetzcoatl ertesi gün ayıldığında sergilediği davranıştan dolayı utanmış ve diğer Tanrıların kendisini kandırmasına çok üzülmüştür. Tolteklerden uzaklaşmaya karar vermiş ve geride kakao yetişmesini sağlayacak kakao çekirdeklerini bırakarak okyanusta gözden kaybolmuştur.

(Çikolata ve Toltekler kaynak: YRD. DOÇ.DR FATMA (ALBAK) YALINIZ)

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın