Desantralizasyon Nedir? Türleri ve Örnekleri

Desantralizasyon, ademi-merkeziyetçilik,  yerinden yönetimleştirme ve orijin itibariyle Batı tarafında ortaya çıkmış bir düşüncedir. Fakat, günümüzde bu düşünce Batıda olduğu klasik anlamında çok daha geniş kapsamlarda ele alınmaktadır.

Desantralizasyon kavramı klasik anlamda, merkezi yönetimlerden yerel yönetimlere uzanan görev, yetki ve kaynak aktarımını ifade eder. Anlama göre bu kavram, yerel yönetim ve merkezi yönetim ilişkileri içerisinde anahtar bir kavramdır. Modern anlamda ise merkezi yönetimin elinde bulunan karar verme, kamu gelirlerinin toplanması ve planlama gibi idari yetkilerin örgütlere aktarılmasıdır. Ayrıca yerel yönetimlere, taşra kuruluşlarına, yarı-özerk kamu kuruluşlarına, federe birimlerine ve meslek kuruluşlarına da aktarılmasıdır.

Not: Bu kavram, aynı zamanda, örgüt içerisinde bulunan yetkilerin üst basamaklardan alt ve orta birimlere doğru aktarım sürecini de ifade eder. Bu bağlamda “yetki devri”, “hizmette yerellik”, “özelleştirme” ve “yetki genişliği” modern olarak desantralizasyon  kavramı içerisinde değerlendirilmektedir ayrıca gönüllü kuruluşların, bireylerin ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkezi yönetimin yükünü hafifletmesi amacına da yöneliktir.

Desantralizasyon Türleri

  1. Delegasyon
  2. Dekonsantrasyon
  3. Devolüsyon
  4. Özelleştirme

Desantralizasyon Türleri

[geo_headline tag=”h3″ style=”colored” type=”square” number=”1″]Delegasyon[/geo_headline]

Örgütsel desantralizasyon anlamına gelmektedir. Yani merkezdeki gücün ve yetkinin bir kısmının daha alt kademelerdeki, daha periferdeki kurumlara devredilmesi anlamındadır. Bu kurumların hepsine İngilizceden Türkçeye geçen ismiyle parastatal kurumlar, yani kısacası “Devlete paralel oluşturulmuş kurumlar” ismi verilmektedir. Devleti yıkmayı amaçlayan ve “paralel yapı” olarak bilinen Fethullahçı Terör Örgütü ile karıştırılmamalıdır. Ülkemizdeki örneği, üniversite hastaneleridir. 

[geo_headline tag=”h3″ style=”colored” type=”square” number=”2″]Dekonsantrasyon[/geo_headline]

Yöresel desantralizasyon  anlamına gelmektedir. Ülkemizde İl Sağlık Müdürleri ya da Halk Sağlığı Müdürleri bu anlamda birer dekonsantrasyon örnekleridir. Peki, dekonsantrasyon tam olarak nedir? Sağlık Bakanlığı; Ankara’da tüm işlerini bir merkez üssünden yürütmek yerine iller içerisinde oluşturduğu sağlık müdürlükleri ile yürütmeyi sağlar. Yani yetki ve gücün bir kısmını kontrolü altındaki yönetsel birimlere devretmiştir.

[geo_headline tag=”h3″ style=”colored” type=”square” number=”3″]Devolüsyon[/geo_headline]

Sağlık sektörümüz içerisinde söz konusu bile olamayan desantralizasyon türlerinden biridir. Fakat karayollarında, adalet sisteminde ve bazı kamu kuruluşları içerisinde bu kavramın uygulaması bulunmaktadır. Devolüsyon, politik desantralizasyon anlamına gelmektedir. Merkezdeki yetki ve gücün bir parçasının alt kısma devredilmesi anlamını taşır.

[geo_headline tag=”h3″ style=”colored” type=”square” number=”4″]Özelleştirme[/geo_headline]

ÜLke çapına yayılmış Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin merkezi yönetim tarafından düzenlenmeleri, hantallaşmaya neden olur savıyla ortaya çıkmıştır. Bu sava göre, özel sektör merkeziyetçi olmayan yapısı sayesinde, bu kurumları daha iyi idare edilebilir. Türkiye’de de, liberal ekonomik politikaların sonucu olarak zarar edenler başta olmak üzere birçok devlet kurumu kamudan özel sektöre satılmıştır.

Desantralizasyon Politikası Nedir?

Desantralizasyon ( yerleşme ) kavramı, merkezi yönetimin sorumlulukları ve yetkisini taşra birimlere dağıtması anlamına gelir. 1990’lı yıllardan sonra bu kavramın popülaritesi bir hayli artmıştır. Hemen hemen her sistem ve ülke için farklı bir amaçla kullanılmıştır. Dünya bankası 1980’den sonra yapısal uyum politikaları kapsamında, az gelişmiş ülkelerde bulunan finans krizi için desantralizasyon ve özelleştirmeyi beraber önermiştir. 

Yeni Kamu Yönetimindeki Anlayış ile aşağıdaki değişimlerin yapıldığını söyleyebiliriz:

  • Özelleştirme; devlet örgütlenmesinin niteliğini ortadan kaldırarak devlet düzeni için devlet esaslarına yerleştiriliyor.
  • Yerelleştirme; devlet örgütlenmesi yerelleştirilerek  esasları yerellik üzerine kurulmak isteniyor.
  • Yönetim yapısı değiştirilerek devleti ‘’ yönetimci ‘’ şeklinde yaratma esas alınır.

Desantralizasyon, yeni ortaya çıkan bir düşünce değildir. Özellikle son on yıl içerisinde gelişmekte olan ülkelerin gündem konusunda olan bir düşünce tarzıdır. Pek çok ülke bu konu üzerinde farklı çalışmalar yapmaktadır. Yetki dağıtımının ve kaynakların yerelleştirilmesi demokratik adım atmanın bir gereği olarak düşünülmektedir. Yetki dağıtımı, deneyimler ve kaynak yapıldığında sosyal ve ekonomik kazançların olduğunu göstermektedir.

Mali Desantralizasyon Nedir?

Mali desantralizasyon, sorumluluk anlamına gelen desantralizasyonun ana unsurlarından biridir. Özel organizasyonlar ve yerel yönetimlerin desantralize fonksiyonlarını etkili bir biçimde yerine getirmesi onların yeterli bir gelire sahip olmasına bağlıdır. Ayrıca otoritenin harcama yetkisine de bağlıdır. Mali desantralizasyonun içermiş olduğu türlerden bazıları aşağıdaki şekildeki gibi verilmiştir:

  • Altyapı çalışmalarında işçilik ve parasal olarak ortak kalıtım,
  • Fiyat bazlı kullanıcı destekleri ya da kendi kendini finanse etme,
  • Merkezi yönetim tarafından toplanmakta olan gelirlerin genel olarak yerel birimlere devri,
  • Dolaylı gelirlerin arttırılması ve arazi satış vergileri,
  • Kredi kapsamında belediyeleri borç konularında yetkilendirilmesi.

Günümüzde, Dünya Bankası ve BM gibi uluslarüstü kamu kuruluşların desantralizasyona yüklemiş olduğu anlam, yetkilerin yalnızca transfer edilmesinden ibaret değildir. Aynı zamanda, yerel yönetimlerle birlikte özel sektörün ve sivil toplum örgütlerinin de yerel hizmetlerde aktif bir şekilde rol almaları istenmektedir. Finansman kaynaklarında ve yerel hizmetlerde söz sahibi olma konusunda ilerleyen özel sektör, zaman içerisinde yönetim içinde söz sahibi yollarını açacaktır.

İdari Desantralizasyon Nedir?

İdari desantralizasyon, yerel yönetimlere, hizmetlerin sağlanması adına yönetimsel, yetkilerin ve mali sorumlulukların devredilmesi işlemidir. İdari yerelleşme, kendi içerisinde üç tane başlık bulunmaktadır. Bu başlıklar aşağıdaki şekildeki gibidir:

  • Delegasyon: Yerelleşme şeklinin yaygın bir biçimde kullanıldığı türdür. Yetkinin her kademe arasında bir alt kademeye devrinin işlemi olarak tanımlanır. “Yetki devri” olarak da tanımlanır. Bu uygulama içindeki merkezi yönetim; sorumluluk verme ve karar verme yetkilerini kuruluşlara veya organizasyonlara devreder.
  • Dekonsantrasyon: Merkezin bazı yetkilerini taşra teşkilatlarına devredilmesidir. “Yerel yerinden yönetim” veya “Yetki Genişliği” olarak da tanımlanabilir. Taşra teşkilatlarına yalnızca bazı idari yetkileri devretmedir. Yetkisini taşraya veren kurum veya kişi, bu yetkiyi ise istediği an geri alabilir.
  • Devolasyon: Yerel yönetimlere yetki devri anlamına gelmektedir. Tek başına ise “yerelleşme” olarak da tanımlanabilir. Karar verme yetkisi yerel veya bölgesel ve merkezi yönetimler arasında paylaşılır. Milli yapılanmamın altında özgün bir alt yapı oluşturmak amaçlanmıştır. Taşra teşkilatına pek çok konuda bağımsız davranabilme yetkisi verilir. Gelişmiş ülkelerin yaygın olarak kullandığı uygulamadır.

Desantralizasyon Örnekleri

Desantralizasyon Örnekleri

Sağlık hizmetleri konusunda desantralizasyon, yani, yerinden bir yönetim, seksenli yıllar içerisinde önem kazanmıştır. Ayrıca, neoliberal politikalardan da etkilenerek tüm dünyada gündemde olan sağlık reformlarının da önemli bir parçasıdır. Delegasyon, devolasyon, özelleştirme ve dekonsantrasyon biçiminde farklı türlerde uygulaması bulunur. Desantralizasyonun amacı, merkeze ait olan çeşitli yetki ve güçlerin perifere devredilmesi, hasta memnuniyeti ve hizmet konusunda da hızlanmayı amaçlamaktadır. 

Geçen süre zarfı içerisinde yapılan tüm uygulamalar, iyi planlanmazsa desantralizasyonun beklenen yararlar yerine daha fazla sorunlara yol açabilir. Özellikle, ülkemizde, Sağlıkta Dönüşüm Programı bağlamında gerçekleştirilen desantralizasyon uygulamaları bu konuda başarısız örneklere adaydır.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın