1. Anasayfa
  2. Tarih

Cumhuriyetten Önce Ülkemiz Nasıl Yönetiliyordu?

Cumhuriyetten Önce Ülkemiz Nasıl Yönetiliyordu?
cumhuriyetten once ulkemiz nasil yonetiliyordu

Cumhuriyetten önce ülkemiz nasıl yönetiliyordu sorusu, tarih meraklılarını heyecanlandıran ve ülkemizin köklü geçmişine ışık tutan bir başlangıç noktası. Bugünkü modern Türkiye’nin temelleri atılmadan önce, bu topraklarda hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim sistemi, padişahların ihtişamlı saltanatından demokrasiye uzanan çalkantılı bir süreci barındırıyor. Peki, 600 yıllık bir çınar olan Osmanlı İmparatorluğu’nda iktidar nasıl işliyordu? Halkın rolü neydi? Ve bu sistem, nihayetinde Cumhuriyet’e nasıl evrildi?

Cumhuriyetten Önce Ülkemiz Nasıl Yönetiliyordu?

Tahta çıkan padişahlar, bir öncekinin oğlu olduğu için saltanat sistemi mevcuttur. Eğitim sistemi medreselerde verilmekte ve buna yönelik akademik düzenlemeler yapılmaktadır. Halkın yönetim içerisinde herhangi bir söz hakkı olmadığı ve kararların padişah eliyle alındığı bir şekilde yönetilme vardır.

Ülke, Osmanlı döneminde hanedanın ortak malı olarak sayıldığından dolayı karar hanedanların olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra ülkede halk söz hakkı edinmiş ve tamamen yönetim biçimi değişmiştir. Bunun en önemli delili, Cumhuriyetin ilanından sonra ülkemizde seçimlerin yapılmaya başlanmış olmasıdır.

Monarşi Nedir?

Monarşi, kralın yönetiminde olduğu bir devlet modeli olmakla birlikte, saltanat sistemi ile kararların verildiği bilinir. Kraliyet ailesi, yani monark olarak bilinen ailenin yönetiminde bir devlet yapısını ifade etmektedir. Devlet başkanı, ölene kadar yetkiyi elinde tutan kişi olmakla birlikte yönetilen halkın yönetimde hiçbir söz hakkı yoktur.

Tüm kararnameler, monarkın izni ve iradesiyle çıkarılır ve ondan onam alınır. Cumhuriyetin aksine, demokratik bir düzen yoktur yani, halk alınan kararların karşısında uyum sağlayan bir konumda olmalıdır. Padişah öldüğü zaman, yetkisi oğluna veya kardeşine geçer çünkü bir nevi saltanat sisteminin olduğu söylenebilir. Suçu ve cezayı verme yetkesi de kralın elinde olduğundan dolayı iktidar katı formdadır.

Cumhuriyet Nedir?

cumhuriyet nedir

Cumhuriyet, kelime anlamıyla “halkın yönetimi” demektir. Latince res publica (kamusal mesele) ifadesinden türemiş olan bu rejim, egemenliğin tek bir kişiye veya gruba değil, halkın bütününe ait olduğu yönetim biçimini ifade eder. Tarih boyunca krallık, monarşi, oligarşi gibi sistemlerin aksine, cumhuriyet rejiminde halk, temsilcilerini özgür iradesiyle seçer ve yönetimde söz sahibi olur. Peki cumhuriyet nedir, nasıl işler ve neden önemlidir? Gelin bu soruların cevaplarını detaylarıyla inceleyelim.

Cumhuriyet rejiminin temelinde halk egemenliği yatar. Bu sistemde devlet başkanı ve yöneticiler, belirli bir aile veya zümreden değil, halkın oylarıyla seçilir. Seçimler, anayasa ve yasalarla düzenlenir; böylece iktidarın belirli ellerde toplanması engellenir. Örneğin, Antik Roma’da cumhuriyet rejimi, senato ve halk meclisleri aracılığıyla işlerken, modern çağda ise temsili demokrasiyle birleşerek daha kapsayıcı bir yapıya evrilmiştir. Cumhuriyet ile demokrasi sıklıkla birbiriyle karıştırılır, ancak demokrasi bir yönetim felsefesiyken, cumhuriyet bu felsefenin kurumsallaşmış halidir.

Tarihte ilk cumhuriyet örneklerine Antik Roma’da rastlanır. MÖ 509’da krallığın devrilmesiyle kurulan Roma Cumhuriyeti, konsüller, senato ve halk meclisleriyle yönetilen bir sistemdi. Ancak modern anlamda cumhuriyet, 18. ve 19. yüzyıllarda ABD ve Fransa gibi ülkelerdeki devrimlerle şekillendi. Özellikle 1789 Fransız Devrimi, monarşiyi yıkarak “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkeleriyle cumhuriyet fikrini dünyaya yaydı. Cumhuriyet rejimi, bu süreçte mutlakiyetçi yönetimlere karşı halkın sesini yükselten bir araç haline geldi.

Cumhuriyetin en belirgin özelliği, anayasal düzen ve hukukun üstünlüğü ilkeleridir. Yasalar, toplumun çıkarları doğrultusunda halkın temsilcileri tarafından hazırlanır ve hiçbir kişi veya grup bu kuralların üstünde değildir. Ayrıca cumhuriyet rejiminde laiklik önemli bir unsurdur. Devlet yönetimi dini kurallardan bağımsızdır; tüm vatandaşlar inanç, dil ve ırk ayrımı olmaksızın eşit haklara sahiptir. Bu da toplumsal adalet ve barışın sağlanmasında kritik rol oynar.

Türkiye’de cumhuriyet rejimi, 29 Ekim 1923’te Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ilan edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun monarşik yapısından modern bir ulus-devlete geçiş, cumhuriyetle taçlandırıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, saltanatın kaldırılması, halifeliğin sona ermesi ve laik eğitim sistemine geçiş gibi köklü reformlarla desteklendi. Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, cumhuriyetin temel felsefesini özetler niteliktedir. Bu rejim, Türk halkına seçme ve seçilme hakkı, kadın-erkek eşitliği ve çağdaş bir toplum yapısı kazandırdı.

Cumhuriyet rejiminin diğer yönetim biçimlerinden farkı, süreklilik ve katılımcılık vurgusudur. Monarşilerde iktidar babadan oğula geçerken, cumhuriyette liderler belirli süreler için seçilir. Bu da halkın yönetimi denetlemesine ve gerektiğinde değiştirmesine olanak tanır. Ancak cumhuriyetin sağlıklı işleyebilmesi için eğitimli bir toplum, bağımsız yargı ve şeffaf devlet kurumları şarttır. Aksi takdirde, seçimlerin adil olmaması veya hukukun çiğnenmesi, rejimin demokratik niteliğini zedeler.

Günümüzde dünya ülkelerinin büyük bölümü cumhuriyetle yönetiliyor olsa da, uygulamada farklılıklar görülür. Örneğin, parlamenter cumhuriyet (Almanya, Hindistan) ve başkanlık cumhuriyeti (ABD, Brezilya) gibi modeller mevcuttur. Türkiye’de ise 2017 anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi benimsendi. Bu sistemlerin ortak noktası, halkın iradesinin yönetime yansıtılmasıdır.

Sonuç olarak, cumhuriyet nedir sorusunun cevabı, “halkın kendi kendini yönetme idealidir” şeklinde özetlenebilir. Tarihten günümüze insanlık, adalet ve özgürlük arayışını cumhuriyet rejimiyle somutlaştırmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki, cumhuriyetin başarısı; liyakat, eşitlik ve hukuka bağlılıkla doğrudan ilişkilidir. Türkiye gibi genç cumhuriyetlere düşen görev ise bu ilkeleri koruyarak gelecek nesillere daha aydınlık bir dünya bırakmaktır.

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Bireylerin haklarını savunabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği ve geleceğini şekillendirebildiği bu rejim, insan onurunun yüceltildiği bir sistemdir. Peki sizce cumhuriyetin değerini korumak için neler yapmalıyız?

içeriğimizi oylayın
Yorum yapıp paylaşmayı lütfen unutmayın. ♥️♥️

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yazarın Profili
Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir