Bereketli Hilal Nedir? Neleri Kapsar?

Bereketli hilal, coğrafi bir kavram olarak kullanılan, Akdeniz ve Ortadoğu bölgelerinin bir kısmını ifade eden terimdir. Özellikle su kaynaklarına ulaşma açısından eski zamanlarda kısıtlama söz konusu olduğundan bu bölge, Nil, Dicle ve Fırat nehirlerini kapsadığı için tarımın ve yerleşimin yapılmasına olanak tanımıştır. Çiftçilik için çok önemli olan nehirler toprakları beslemiş, bunun sonucunda da insanlar gelişimlerini sağlayabilmiştir. Bu bölgenin en önemli tarafı sekiz temel bitkiden altısının bu bölgede evcilleştirilmesi ve tarım için kullanılmasıdır. Bu bitkiler; tek ve çift sıra buğday, arpa, mercimek, bezelye, nohut, burçak ve ketendir.

Bereketli Hilal Nereleri Kapsar?

Bereketli hilalin kapsadığı medeniyetler bölgesi olarak anılmaktadır. Günümüzde bu bölge Türkiye’nin güneydoğu bölgesinin bir kısmını, İsrail, Lübnan, Irak, Suriye, Ürdün ve Kuzey Mısır bölgelerini içermektedir. Bölgenin güney kısmında ise Arabistan çölleri, güneydoğusunda ise Basra Körfezi yer almaktadır. Nehirleri içerdiği ve tarıma olanak verdiği için kavram bu bölgeleri ifade etmek için kullanılmıştır.

Mezapotamya’ya Neden Bereketli Hilal Denir?

Mezopotamya Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgeye verilen bir isimdir. 1916 yılında ABD’li tarih profesörü olan James Henry Breasted tarafından bu bölgeye bereketli hilal denilmiştir. Bu bölge tarım açısından elverişli olduğu gibi aynı zamanda kültürel açıdan da önemli bölgeye karşılık gelmektedir. Dinlerin ortaya çıktığı bölge olması bakımından insanlığın gelişiminde ayrı bir yere sahip olan bölge için hem coğrafi hem de kültürel olarak bereketli ifadesi kullanılmaktadır. Söz konusu bölgenin sınırları hilali andırdığı için hilal olarak ifade edilmektedir. Türkler ya da İslamiyet ile bu manada hilal sözcüğünün bir bağı yoktur.

Bereketli Hilal’de İlk Yerleşim Yeri Neresiydi?

Bereketli Hilal coğrafi olarak geniş bir alanı kaplamaktadır. Tarihte ilk yerleşim bölgeleri de bu bölgede kurulmuştur. Mezopotamya’da kurulan ilk yerleşim yerleri, Göbeklitepe olarak bilinmektedir. Daha sonra Sümerler de yine aynı coğrafyada yaşamıştır. Yapılan radyokarbon araştırmaları sonucunda bilinen en eski kültürün de bu bölgede olduğu doğrulanmıştır. MÖ 9 bin civarında bölgenin özellikle Türkiye’ye yakın olan noktalarında tarıma ve köy yaşamına geçilmiş olduğu araştırmalar sonucunda açığa çıkmıştır.

içeriğimizi oylayın
Yazar: Sinan

1982 İstanbul doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra Çanakkale'ye yerleştim. Birkaç yıllığına ticaret hayatının içinde bulunduğum için aktif olarak ilgilenemediğim programlama ve web tasarım kariyerime, burada içerik yazarlığı yaparak devam ediyorum.

Yorum yapın